NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَلِيُّ بْنُ
نَصْرٍ
أَخْبَرَنَا
عَبْدُ
الصَّمَدِ
بْنُ عَبْدِ
الْوَارِثِ
مِنْ
كِتَابِهِ
قَالَ
حَدَّثَنِي
أَبِي
حَدَّثَنَا
الْجُرَيْرِيُّ
عَنْ أَبِي عَبْدِ
اللَّهِ
الْجُشَمِيِّ
قَالَ حَدَّثَنَا
جُنْدُبٌ
قَالَ جَاءَ
أَعْرَابِيٌّ
فَأَنَاخَ
رَاحِلَتَهُ
ثُمَّ
عَقَلَهَا
ثُمَّ دَخَلَ
الْمَسْجِدَ
فَصَلَّى
خَلْفَ
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَلَمَّا
سَلَّمَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَتَى رَاحِلَتَهُ
فَأَطْلَقَهَا
ثُمَّ رَكِبَ
ثُمَّ نَادَى
اللَّهُمَّ ارْحَمْنِي
وَمُحَمَّدًا
وَلَا
تُشْرِكْ فِي
رَحْمَتِنَا
أَحَدًا
فَقَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَتَقُولُونَ
هُوَ أَضَلُّ
أَمْ بَعِيرُهُ
أَلَمْ
تَسْمَعُوا
إِلَى مَا
قَالَ قَالُوا
بَلَى
Cündüp şöyle demiştir:
Bir bedevi (Hz. Nebi'in
mescidinin yanına) geldi, devesini ıhtırdıktan sonra onu, bağlayıp mescide
girdi ve Rasûlullah (s.a.v.)'in arkasında namaz kıldı. (Sonra) devesine varıp
onu çözdü ve üzerine binip yüksek sesle:
"Ey Allahım! Bana
ve Muhanımed'e merhamet et ve ikimize olan bu rahmetine hiçbir kimseyi ortak
etme!" dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.):
"Söyler misiniz, bu
adam mı, yoksa devesi mi daha cahil? Ne dediğini duymadınız mı?" dedi.
(Orada hazır bulunanlar
da:)
Evet (duyduk), cevabını
verdiler.
İzah:
Ahmed b. Hanbel, IV,
312.
Bu hadis-i şerif, halkı
hidayete eriştirmek için bazı kişilerîn kötü fiillerini misal olarak
göstermekte bir sakınca olmadığına ve bunun gıybet sayılmayacağına delâlet
etmektedir.
Binaenaleyh halkı bir
yanlıştan korumak için böyle misaller verilebileceği gibi; kendisi ehil
olmadığı halde örnek alınan bir kimse’nin halkı fitneye düşürmesini önlemek
için kendisinin liyakatsizliğini ve kusurlarını halka açıklamak da üzerine
vacib olur.
Bilindiği gibi
büyüklüğüne sınır olmayan yüce Allah'ın gücüne, kudretine ve rahmetine de sınır
yoktur. Güneşin ışığı ve ısısıyla herkese yettiği, herkesi ısıtıp yolunu
aydınlattığı ve bir kimsenin güneşin ısı ve ışığından yararlanmasının diğer
kişilerin bu nimetten yararlanmasına engel olmadığı ve bu yararlanmayı
azaltmadığı gibi; Allah'ın sınırsız olan rahmetinden bir kimsenin yararlanması
da diğer kimselerin yararlanmasını engellemez ve sınırlandırmaz.
Bu bakımdan insanın dua
ederken Allah'ın lütuf ve ihsanını sınırlı zannederek duayı sadece kendisine
tahsis etmesi, Allah zülcelal hazretlerinin büyüklüğünü, rahmetinin
sonsuzluğunu bilmemekten kaynaklanan bir durumdur.
İşte bu yüzden; Hz.
Nebi rahmetini sadece kendisine ve Hz. Peygambere indirmesi için dua eden söz
konusu bedeviyi cahillikle nitelendirmiştir. Biz bu hadisi 380 numaralı
hadisin şerhinde de açıkladığımız için sayın okuyucularımıza oraya da müracaat
etmelerini tavsiye ederiz.